iyi - good
yeni - new
büyük - big, large
güzel - beautiful
diğer - other
eski - old
farklı - different
aynı - same
en iyi - best
genç - young
küçük - small, little
önemli - important
uzun - long
kolay - easy, simple
çeşitli - various
sıcak - warm, hot
kötü - bad, poor
zor - difficult, hard
hızlı - fast, quick
yakın - near, close
açık - open
güçlü - strong, powerful
beyaz - white
mavi - blue
siyah - black
tam - full, complete
sağlıklı - healthy
kırmızı - red
yüksek - high, tall
düşük - low
sarı - yellow
açık renkli - light-colored
karanlık - dark
sade - simple, plain
farkındalık - conscious, aware
mutlu - happy
sessiz - quiet
güvenli - safe, secure
dolu - full
boş - empty
kısa - short
eğlenceli - fun, enjoyable
mükemmel - perfect, excellent
zayıf - weak
sıradan - ordinary
hoş - pleasant
sert - hard, tough
ucuz - cheap, inexpensive
pahalı - expensive, costly
tatlı - sweet
taze - fresh
kuru - dry
acı - bitter, sour, hot
ağır - heavy, difficult
hafif - light, easy
olası - possible
yanlış - wrong, incorrect
doğru - right, correct
kıvırcık - curly
düz - straight
tatmin edici - satisfying
yorgun - tired
karanlık renkli - dark-colored
beyaz renkli - white-colored
siyah renkli - black-colored
pürüzsüz - smooth
kabarık - fluffy
parlak - shiny, bright
mat - matte, dull
kolayca - easily
zahmetli - laborious, tedious
karanlık tonlu - dark-toned
açık tonlu - light-toned
zeki - intelligent, clever
aptal - stupid, foolish
tatmin edici olmayan - unsatisfactory
tatmin edici olan - satisfactory
keskin - sharp
donuk - dim, dull
sulu - watery
lezzetli - tasty, delicious
kötü kokulu - bad-smelling
güzel kokulu - good-smelling
sıcak renkli - warm-toned
soğuk renkli - cool-toned
tatlımsı - sweetish
ekşi - sour
tatlımsı olmayan - unsweetened
tatlımsı olan - sweetened
zehirli - poisonous, toxic
sağlıksız - unhealthy
sağlıklı olmayan - unhealthy
sağlıklı olan - healthy
kısa boylu - short (in height)
uzun boylu - tall (in height)
kısa süreli - short-term
uzun süreli - long-term
küçük boyutlu - small-sized
büyük boyutlu - large-sized
orta boyutlu - medium-sized.
iğrenç - disgusting, revolting
harika - wonderful, fantastic
korkunç - scary, frightening
sıradışı - extraordinary, unusual
sıradan olmayan - extraordinary, uncommon
sakin - calm, peaceful
heyecanlı - exciting, thrilling
korkak - cowardly, fearful
cesur - brave, courageous
şaşırtıcı - surprising, astonishing
şaşırmış - surprised, shocked
meşgul - busy, occupied
boş zamanlı - leisurely, idle
kolayca açılan - easy to open
zor açılan - difficult to open
tatmin edici olmayan - unsatisfactory, unfulfilling
tatmin edici olan - satisfactory, fulfilling
farkındalık sahibi - aware, conscious
farkındalık yoksunu - unaware, unconscious
sıkıcı - boring, dull
ilginç - interesting, intriguing
yorgun düşmüş - exhausted, worn out
enerjik - energetic, lively
yorgun olmayan - tireless, energetic
yorgunluğunu hisseden - tired, fatigued
kötü huylu - ill-tempered, bad-tempered
iyi huylu - good-natured, well-tempered
hırslı - ambitious, driven
başarısız - unsuccessful, failed
başarılı - successful, accomplished
zeki - smart, clever
aptal - foolish, stupid
aşırı - excessive, extreme
az - little, few
başarısız olmayan - successful, not failing
başarısız olan - unsuccessful, failing
geniş - wide, spacious
dar - narrow, tight
mutsuz - unhappy, miserable
mutlu olmayan - unhappy, dissatisfied
mutlu olan - happy, satisfied
sert - tough, hard
yumuşak - soft, gentle
sıcakkanlı - warm-hearted, friendly
soğukkanlı - cold-hearted, unfriendly
cömert - generous, lavish
cimri - stingy, miserly
kıskanç - jealous, envious
kıskanmayan - non-jealous, unenvious
sevgi dolu - loving, affectionate
sevgisiz - loveless, unaffectionate
güçsüz - powerless, weak
güçlü olmayan - weak, not strong
güçlü olan - strong, powerful
yavaş - slow, sluggish
hızlı - fast, rapid
tembel - lazy, inactive
çalışkan - hardworking, industrious
temiz - clean, tidy
kirli - dirty, messy
kibar - polite, courteous
kaba - rude, impolite
romantik - romantic
romantik olmayan - unromantic
yaratıcı - creative
yaratıcı olmayan - uncreative
basit - simple, basic
karmaşık - complicated, complex
sürprizli - surprising, unexpected
sürprizsiz - unsurprising, expected
zengin - rich, wealthy
fakir - poor, impoverished
saygılı - respectful, reverent
saygısız - disrespectful, irreverent
değişken - variable, changeable
sabit - constant, steady
hoş olmayan - unpleasant, unenjoyable
hoş olan - pleasant, enjoyable
iğrenç kokulu - foul-smelling, stinky
hoş kokulu - pleasant-smelling, fragrant
kelimeleri karıştıran - confused, mixed up
karışıklık yaratan - confusing, chaotic
sağlıklı olmayan - unhealthy, unwholesome
sağlıklı olan - healthy, wholesome
ince - thin, slender
kalın - thick, bulky
kıvırcık saçlı - curly-haired
düz saçlı - straight-haired
kıvırcık olmayan - straight-haired, not curly
kıvırcık olan - curly-haired, wavy
açık fikirli - open-minded
dar görüşlü - narrow-minded
mantıklı - logical, rational
mantıksız - illogical, irrational
duygusal - emotional, sentimental
duygusuz - emotionless, unemotional
sessiz olmayan - noisy, loud
sessiz olan - quiet, peaceful
huzursuz - restless, uneasy
huzurlu - peaceful, tranquil.
ben - I, me
sen - you (singular, informal)
biz - we, us
siz - you (singular or plural, formal)
onlar - they, them
o - he, she, it
kendim - myself
kendin - yourself (singular, informal)
kendisi - himself, herself, itself
kendimiz - ourselves
kendinizi - yourself (singular or plural, formal)
kendileri - themselves
kim - who
ne - what
hangi - which
herhangi - any
hiçkimse - nobody, no one
biri - someone, somebody
kendisi - oneself
öteki - other
kendi - own
birbirleri - each other
başkası - someone else
diğeri - another, other one
şey - thing
herkes - everyone, everybody
kimse - anyone, anybody
hepimiz - all of us
sizin - your (singular or plural, formal)
benim - my
kendi kendine - by oneself, on one’s own
bir şey - anything, something
bazıları - some, some of them
kendiniz - yourselves (singular or plural, formal)
kendi kendilerine - by themselves, on their own
kendi kendimize - to ourselves
kendilerine - to themselves
kendimize - to ourselves
birbirimize - to each other
birbirlerine - to each other
kendilerinden - from themselves
kendimden - from myself
kendisinden - from himself, from herself, from itself
kendimizden - from ourselves
kendinize - to yourself (singular or plural, formal)
kendilerine - to themselves
kendimden - to myself
kendisinden - to himself, to herself, to itself
kendimizden - to ourselves
kendin - yourself (singular, informal)
kimin - whose
onların - their
kime - to whom
neyi - what (accusative case)
niçin - why
ne zaman - when
hangisi - which one
neden - why
kaç - how many, how much
kimler - who (plural)
neresi - where
ne kadar - how much
ne şekilde - how
hiçbiri - none, neither
başka - other, another
kendileriyle - with themselves
kendimle - with myself
kendisiyle - with himself, with herself, with itself
kendimizle - with ourselves
kendinizle - with yourselves (singular or plural, formal)
birbirinizle - with each other
birbirleriyle - with each other
kendilerinden - from themselves
kendimden - from myself
kendisinden - from himself, from herself, from itself
kendimizden - from ourselves
kendinize - to yourself (singular or plural, formal)
kendilerine - to themselves
kendimden - to myself
kendisinden - to himself, to herself, to itself
kendimizden - to ourselves
kendin - yourself (singular, informal)
kimseye - to anyone, to anybody
birine - to someone, to somebody
herhangi biri - anyone, anybody
bir şeyler - something, anything
bazı şeyler - some things
her şey - everything
her biri - each one
bazıları - some, some of them
hangi şey - which thing
hangisi - which one
kendi kendimize - to ourselves
kendilerine - to themselves
kendimize - to ourselves
birbirimize - to each other
birbirlerine - to each other
kendilerinden - from themselves
kendimden - from myself
kendisinden - from himself, from herself, from itself.
çok - very, much
daha - more, further
şimdi - now
neden - why
burada - here
hemen - immediately
belki - maybe, perhaps
gerçekten - really, truly
sonra - later, after
asla - never, not at all
önce - before
böyle - like this, such
muhtemelen - probably, possibly
hep - always
yine - again, still
nerede - where
nihayet - finally, at last
henüz - yet, still
yavaşça - slowly
tamam - okay, all right
dün - yesterday
özellikle - especially, particularly
her zaman - always
şimdilik - for now, at the moment
yarın - tomorrow
kesinlikle - absolutely, definitely
sonra - afterwards
biraz - a little, somewhat
şurada - there
hala - still, yet
evet - yes
yanlış - wrong, incorrectly
buradan - from here
neredeyse - nearly, almost
genellikle - generally, usually
birden - suddenly
belirli - certain, specific
sonra - then
hızlı - fast, quickly
öylece - like that, just like that
sonunda - in the end, finally
az - few, little
tekrar - again, once more
özgürce - freely
şu anda - at the moment, currently
önceden - beforehand
ne zaman - when
kesin - certain, sure
mutlaka - definitely, surely
özellikle - specially, particularly
şiddetle - strongly, intensely
birlikte - together
yakın - close, nearby
zaten - already, anyway
başlangıçta - initially, originally
yüksek - high, highly
aniden - suddenly
sonradan - later, afterwards
hafifçe - lightly
öncelikle - first of all, primarily
şimdiye kadar - so far, until now
hiçbir zaman - never, at no time
kesinlikle - certainly, absolutely
yanlışlıkla - accidentally, mistakenly
mümkün - possible, possibly
muhtemelen - likely, probably
yeterince - enough, sufficiently
açıkça - clearly, openly
sonuçta - in the end, after all
tek başına - alone, by oneself
güzelce - nicely, beautifully
özellikle - mainly, particularly
yalnızca - only, just
bilinçli - conscious, consciously
sadece - only, just
aslında - actually, in fact
önceden - previously, beforehand
nedeniyle - because of, due to
ayrıca - also, additionally
yakından - closely, closely
buradan - herefrom, from here
önceki - previous, earlier
özellikle - primarily, particularly
mutlaka - necessarily, definitely
özellikle - peculiarly, particularly
hiç - never, ever
ileri - forward, ahead
özgür - free, freely
önceki - former, previous
özellikle - especially, specifically
zor - difficult, hard
son - last, latest
hep - always, constantly
yavaş - slow, slowly
ileriye - forward, ahead
şöyle - like this, so
önceki - earlier, previous
hep beraber - altogether, all together
özellikle - principally, particularly
özgür - liberally, freely
yaklaşık - approximately, about
kesinlikle - definitely, absolutely
sık sık - often, frequently
büyük ihtimalle - most likely, probably
ayrı ayrı - separately, individually
ileriye doğru - forward, ahead
özellikle - particularly, especially
kasıtlı olarak - intentionally, deliberately
ayrıca - also, additionally
tam da - exactly, precisely
hatta - even, indeed
ne yazık ki - unfortunately, regrettably
yeterli - enough, sufficient
yavaş yavaş - slowly, gradually
en sonunda - finally, eventually
kesinlikle - surely, certainly
aşağı yukarı - roughly, approximately
ne kadar - how much, how many
yalnız - alone, lonely
aynı şekilde - likewise, similarly
hızlıca - quickly, rapidly
daha önce - previously, earlier
hiçbir şekilde - by no means, in no way
kesinlikle - without a doubt, absolutely
bizzat - personally, in person
hafif - light, lightly
bir arada - together, jointly
daha fazla - more, further
birbirine - to each other, mutually
aniden - suddenly, abruptly
genel olarak - generally, overall
hep birlikte - all together, collectively
öncekinden - from before, previously
nedeniyle - due to, because of
özellikle - above all, particularly
geçmişte - in the past, previously
son derece - extremely, very
yalnızca - solely, only
aynı zamanda - at the same time, also
daha da - even more, furthermore
önceden - previously, beforehand
kesinlikle - for sure, definitely
her defasında - every time, each time
zorunlu olarak - necessarily, inevitably
ayrıntılı - detailed, in detail
özellikle - especially, particularly
zaten - already, in fact
hızlı - fast, quickly
kesinlikle - absolutely, positively
tekrar - again, once more
sadece - only, just
daha sonra - later, afterwards
kesinlikle - certainly, surely
özellikle - mainly, particularly
mutlaka - absolutely, definitely
şimdilik - for now, at present
hemen - right away, immediately
birbirlerine - to each other, mutually
hep - always, constantly
ileriye doğru - forward, ahead
önceden - beforehand, in advance
nedeniyle - due to, because of
sırasıyla - in order, sequentially
kesin - definite, certain
özellikle - essentially, particularly
hızlıca - rapidly, quickly
ayrıca - furthermore, moreover
şimdiye kadar - up until now, so far
birlikte - together, jointly
tamamen - completely, entirely
öncelikle - primarily, above all
yavaşça - slowly, gently
kesinlikle - positively, absolutely
her zaman - always, all the time
geçenlerde - recently, lately
yani - in other words, that is
özellikle - specifically, particularly
ayrı ayrı - individually, separately
daha da - even more, further
mutlaka - necessarily, definitely
ayrıntılı - detailed, in detail
kesinlikle - certainly, positively
tekrar - again, once more
özellikle - particularly, especially
zorunlu olarak - necessarily, inevitably
daha sonrasında - subsequently, afterwards
aynı şekilde - likewise, similarly
önceden - previously, beforehand
kesinlikle - definitely, absolutely
hep birlikte91. öncelikle - firstly, primarily
son zamanlarda - lately, recently
nihayetinde - ultimately, finally
yarım saatte - in half an hour, quickly
tamamen - totally, completely
çabucak - quickly, swiftly
her biri - each one, every one
önceden - before, previously
yalnızca - only, solely
yine de - nevertheless, still
için - for, in order to
ile - with
gibi - like, as
de - also, too
ve - and
üzerine - on, upon
kadar - until, as far as
sonra - after, afterwards
içinde - within, inside
arasında - between, among
karşı - against, towards
dışında - outside, except for
ortasında - in the middle of, amidst
boyunca - throughout, during
ait - belonging to
yanında - next to, beside
için - to, for
önünde - in front of, before
kadar - up to, until
kadar - as much as, to the extent that
ve - and
veya - or
ama - but
fakat - but, however
veya ya da - or
yani - that is, in other words
çünkü - because
oysa - whereas, while
ancak - however, only
hem - both, as well as
ya - or
değişik - otherwise, alternatively
dolayı - therefore, thus
hatta - even, in fact
lakin - but, however
yalnız - but, yet
ile - with, and
zira - because, since
öyleyse - so, therefore
o halde - so, therefore
ne - neither, nor
fakat - although, though
ama - yet, however
yine - again, still
madem - since, as
daha - further, moreover
ya da - or
yoksa - otherwise, or else
üstelik - moreover, furthermore
halbuki - whereas, while
yani - or rather, that is to say
eğer - if
çünkü - for, because
buna karşın - on the other hand, however
yine de - nevertheless, still
öyle ki - so that, in such a way that
lâkin - but, however
oysaki - but, however
bir yandan - on one hand, while
yalnızca - only, just
hatta - even, indeed
hele - especially, particularly
yine - still, again
dolayısıyla - therefore, hence
yeter ki - as long as, provided that
demek ki - so, therefore
önce - before, first
sonra - then, afterwards
belki - maybe, perhaps
yüzünden - because of, due to
gibi - like, as
başka türlü - otherwise, differently
ayrıca - also, additionally
hele ki - especially, particularly
mesela - for example, such as
nitekim - as a matter of fact, indeed
fakat - nevertheless, however
zaten - already, in fact
oysa ki - whereas, while
yahut - or
öyle - so, thus
yalnız - alone, only
ne zaman - when, whenever
doğrusu - to be honest, actually
yine de - still, nonetheless
yine de - yet, nevertheless
mesela - for instance, such as
yüzünden - due to, because of
belki de - maybe, perhaps
fakat - yet, though
oysa ki - while, whereas
çünkü - seeing as, since
yine de - in spite of, despite
öte yandan - on the other hand, in contrast
yine de - even so, nonetheless
ne kadar - however much, no matter how much
ayrıca - also, furthermore
zira ki - because, since
yani - meaning, that is to say
lâkin - although, yet
oysaki - yet, nevertheless
ne - neither, nor
yine de - all the same, even so
belki de - perhaps, maybe
çünkü - given that, considering that
demek ki - in other words, so
yüzünden - owing to, on account of
şöyle ki - in such a way that, so that
o halde - in that case, then
belki - possibly, maybe
yine de - even then, still
çünkü ki - because, for
yani - in essence, essentially
öyleyse - thus, then
belki de - probably, perhaps
ancak - just, only
hâlbuki - while, whereas
eğer ki - if, provided that99. yine de - even in spite of, still
nedense - for some reason, somehow
evet - yes
hayır - no
şşş - shh
vay - wow
aah - aah
oh - oh
yuh - shame, disgust
eyvah - oh no
aman - oh my
maşallah - congratulations, well done
yine mi - again?
eyvallah - thanks, okay
hı - hmm
hadi - come on
yani - I mean
yav - hey, come on
ya - hey, come on
oha - wow, OMG
helal - bravo, well done
canım - come on, oh please
hah - aha
hay allah - oh my god
eywallah - okay, thanks
neyse - anyway
amenna - so be it
olur - okay, it’s okay
tamam - okay, all right
sağ ol - thanks
merak etme - don’t worry
peki - okay, sure
hoppala - oops
akıl fikir - cheers, congratulations
allah allah - oh my god
hadi canım - oh come on
sakın - don’t
eyvahlar olsun - oh dear
yarabbim - oh my god
ne güzel - how nice
inşallah - God willing
aferin - well done
boşver - never mind
maalesef - unfortunately
bekle - wait
eyvah ki - oh no
işte - there it is
şükür - thank goodness
sağ olasın - thanks
eline sağlık - well done
özür dilerim - I’m sorry
haydi - let’s go
yeter - enough
ne yani - what do you mean
teşekkürler - thank you
yuh olsun - shame on you
nafile - it’s no use
sağlık olsun - thank goodness
yazık - what a pity
ben de öyle düşünüyorum - I think so too
iyi misin - are you okay
ne olacak - what will happen
sabırlı ol - be patient
olmaz - it can’t be done
şanslısın - you’re lucky
kusura bakma - excuse me
eyvah ki ne eyvah - oh no
nasıl - how
inanmıyorum - I can’t believe it
canım sıkıldı - I’m bored
boşuna - in vain
üzgünüm - I’m sorry
canım yanıyor - it hurts
hadi ya - really?
hadi bakalım - let’s see
olabilir - it’s possible
ne kadar - how much
ne yazık - unfortunately
gözün aydın - congratulations
sağ salim - safe and sound
bekle bir dakika - wait a minute
nasıl yani - what do you mean
ne zaman - when
ne diyorsun - what are you saying
hadi canım sende - oh come on, you too
allah kahretsin - damn it
hadi canım ya - oh come on
korkma - don’t be afraid
rica ederim - you’re welcome
ne kadar güzel - how beautiful
ne güzel şey - how nice
ne yazık ki - unfortunately
özür dilemek - to apologize
ne kadar zamandır - how long
hadi canım sende ya - oh come on, you too
hakkaten - really
ne kadar güzelmiş - how beautiful it is
canım çekti - I crave it
yine de - nevertheless
ne kadar da güzel - how beautiful it is
ne kadar da iyi - how good it is
hadi öyleyse - all right then
büyük - küçük (big - small)
geniş - dar (wide - narrow)
uzun - kısa (long - short)
yüksek - alçak (high - low)
sıcak - soğuk (hot - cold)
hızlı - yavaş (fast - slow)
açık - kapalı (open - closed)
güzel - çirkin (beautiful - ugly)
zengin - fakir (rich - poor)
kolay - zor (easy - difficult)
sağlıklı - hasta (healthy - sick)
temiz - kirli (clean - dirty)
mutlu - mutsuz (happy - unhappy)
tatlı - acı (sweet - sour)
iyi - kötü (good - bad)
doyurucu - aç (satisfying - hungry)
canlı - cansız (alive - lifeless)
güçlü - zayıf (strong - weak)
yakın - uzak (near - far)
aç - tok (hungry - full)
bir (one)
iki (two)
üç (three)
dört (four)
beş (five)
altı (six)
yedi (seven)
sekiz (eight)
dokuz (nine)
on (ten)
yüz (hundred)
bin (thousand)
milyon (million)
ilk (first)
son (last)
orta (middle)
ikinci (second)
üçüncü (third)
dördüncü (fourth)
beşinci (fifth)
altıncı (sixth)
yedinci (seventh)
sekizinci (eighth)
dokuzuncu (ninth)
onuncu (tenth)
gün (day)
saat (hour)
yıl (year)
dakika (minute)
saniye (second)
ay (month)
hafta (week)
gece (night)
sabah (morning)
öğleden sonra (afternoon)
akşam (evening)
öğle (noon)
cumartesi (Saturday)
pazar (Sunday)
salı (Tuesday)
çarşamba (Wednesday)
perşembe (Thursday)
cuma (Friday)
ocak (January)
şubat (February)
mart (March)
nisan (April)
mayıs (May)
haziran (June)
temmuz (July)
ağustos (August)
eylül (September)
ekim (October)
kasım (November)
aralık (December)
ne (what)
nerede (where)
kim (who)
ne zaman (when)
nasıl (how)
niye/neden (why)
hangi (which)
kaç (how many/how much)
hangisi (which one)
hangisi (which ones)
hangi tarafta (which side)
hangi yönde (which direction)
hangi renk (which color)
hangi numara (which number)
hangi dilde (which language)
hangi okulda (which school)
hangi yılda (which year)
hangi saatte (which hour)
hangi ayda (which month)
hangi ülkede (which country)